13 Mart 2015 Cuma

ADANA ÖGK ANLATIYOR

8 Mart’a  iki hafta kadar kala Kobane’den gelen haberle tüm planları askıya almak zorunda kaldık. Şimdi baştan aşağıya şerefe bulanan bir haftayı örecek , Alişer ve Özgür yoldaşı kadın yoldaşları olarak en önde karşılayacaktık. Rojava devrim gerçekliği yoldaşımızın omuzlarımızda taşınmasıyla somutlaştı. Sıra bizdeydi  , biz de eylem alanlarında kendi devrimimizden başlayacaktık.
1-8 Mart haftasını tam bir kadın haftası olarak planladık. Duygu yoğunlunun bizi yavaşlatmasına izin vermedik. Az zamanımızı iyi planlayıp disiplinli çalışarak geçirdik. Çoğu şeyi yapamadık;  geri sayım aracı ya da 5 mart’ta genel bir eylem öremedik ama hiç boş durmadık.Hayatımızda ilk kez bu kadar erken uyandık,  söz verdiğimiz saatte buluşmalara gittik.Sorumluluk aldık  her şeyi el birliğiyle ,beraber  yaptık.
 İmkanları zorladık.  Afişlerimizi varoşlardan lüks semtlere , kuzeyden güneye , liselerden kampüslere her yere astık. Paramız yetmediğinde kalemlere sarıldık. Alternatif yollar düşündük mesela  otobüs duraklarıyla görüşüp toplu taşıma araçlarına afişlerimizi astık. Fırıncılar,kuyumcular,halıcılar,kilimciler,bakkallar,kuaförler hatta gelinlikçiler… Kadınların baktığı her yerde durduk , yönlerini çevirdikleri yere koştuk. Etrafımızdaki  her kadınla konuştuk. Bizim için denenmemiş bir şeydi yaptığımız ; annelerimizi eyleme çağırdık. Bir anne-kız olarak değil,  iki kadın olarak konuştuk . Annelere,yengelere,teyzelere , kuzenlere ,kardeşlere,arkadaşlara  8 Mart’ı anlattık , alana davet ettik. Davetimizin kabulü miting günü analı -kızlı direnişimizle cevaplandı.
Miting planlamasında çıkan aksilikler ,  miting günü TEDAŞ’ın sabotajı ve polislerin baskısı genel katılımı düşürmüştü. Ama biz Adana ÖGK olarak işçi,liseli üniversiteli kadınlardan oluşan capcanlı dipdiri kortejimizle alandaydık. Ne genel katılımın düşük olması moral bozdu ne polisin korkutma çabaları. Genç kadınlar sık sık “Polis defol bu sokaklar bizim” diye haykırdı. Ellerimizle hazırladığımız,  özenle dikip yastık altında günlerce beraber uyuduğumuz  bayraklarımız,önlüklerimiz,fularlarımızı giyinip alanın en renkli görüntüsünü oluşturduk. Çoğumuz ilk kez çıkıyordu alanlara. Çalan telefonlara “Bugün benim özgürleşme günüm rahatsız etmeyin “ diye cevap verenler mi dersiniz  akşam ezanından sonra ilk kez sokakta kalan mı!

Gencecik yüreklerin,  göğüslerinde taşıdığı devrimcilerin sözleriyle zihinlerinde çakan başka bir dünyanın mümkünlüğüydü. “İlk kez bu kadar eğlendik ilk kez bu kadar özgür olduk!”  dediler sarılıp ayrılırken. Bazıları hâlâ zıplıyordu “Tayyip kaç kaç kaç kızıl sopa geliyor! “ Öz savunmanın mümkünlüğüydü bu baharda kadınların yüreklerinde açan. Özellikle işçi ve liseli kadınların aktif katıldığı 8 Mart aynı kentin direnenlerine Yasemin’e  Şengül’e selamımızdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder