EĞİTİM SKANDALLARI SÜRÜYOR

Eskişehir Beylikova'da yaşanan akıl almaz olay 19 Haziran İmam Hatip Ortaokulu'nda görev yapan Müdür Ümit Demir'in sınıfta gürültü yaptıkları gerekçesiyle iki öğrenciyi ceza olsun diye pet şişeye oturtmaya çalışmasıyla başladı. Velilerin şikayeti ile gün yüzüne çıkan olay işin sadece görünen tarafıydı. Meğer Ümit Hoca bu sınıfta 15 öğrenciyi daha hortumla sıra dayağından geçirmişti. İşkenceci müdür, şikayetlerin ardından görevden alınıp ertesi gün ifadesi alınmak üzere gözaltına alındı. Ancak işe bakın ki tutuklama istemiyle çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından denetimli serbestlikle serbest bırakılıp; bir süreliğine açığa alındığı haberi geldi. Biz bunu daha önce de duymuştuk... Tıpkı "Kız öğrenciler etek giymesin." diye erkek taciz timi kuran okul yöneticileri(!) gibi ya da "Zaten başınızı örtmüyorsunuz, size tecavüzde mübah, kötülükde mübah... Özgecan gibi olursunuz." diyen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri gibi... Bir de olayın üstüne valinin evlere şenlik açıklaması var tabi: "Bu gibi konularda belki bazı şeylerin olduğundan fazla da tabi abartılarak verilmesinin çok doğru olduğunu düşünmüyorum... Her olayın kendine has şartları olabilir... Yani bir linç kampanyası yürütmek kesinlikle doğru değil." diyor Vali Tuna. Gülsek mi ağlasak mı? Ayaklanıp valinin kafasını gözünü “abartmadan” kırsak mı? Bu art arda gelen açıklamaların tümü hastalıklı düşüncelerin ve erk zihniyetin tamamıyla vücut bulmuş halidir. Peki ama bu insanların ataerkil bir tolumda yetiştirilmiş olmaları mazeret olarak kabul edilebilir mi? Kadına, çocuğa, doğaya, hayvanlara, canlı, cansız bütün varlıklara yönelik şiddet eğiliminde olanlar sizce mazur görülebilir mi?